top of page

Şehir ve Tarih


Değerli okurlar, şehir ve tarih bağlamının önemini anlayabilmek için binlerce yıl öncesine ilk yerleşim yerlerinin kurulduğu dönemlere gitmek gerekir. Avcı- toplayıcı yaşayan insanoğlu Dicle ve Fırat nehirleri arasında ilk defa tarım yapmaya başlayınca yerleşik hayat başladı ve böylece şehir kavramı ortaya çıktı. Şehir ve medeniyet arasında şüphesiz ki sıkı bir ilişki vardır zira insanlar ilk şehirleri inşa etmeye başladıktan sonra devlet kavramı ve yazının icadı ile kanunlar, yasalar ve bir arada yaşamayı mümkün kılabilen kurumlar oluştu.


İnsanoğlu bu şehirlerde mimari yapılar inşa ettiler, nice yazılı ve yazısız eserler meydana getirdiler. Yazılan her kelime, yapılan her yapı, medeniyeti oluşturdu ve yükseltti. Oluşan bu birikim ise tarih kanalıyla kuşaktan kuşağa günümüze aktarıldı. O zaman medeniyet tarihi demek şehir tarihi demektir şehir tarihi demek medeniyet tarihi demektir. Bu bağlamda düşündüğümüzde şehir ve medeniyet kavramını birbirinden ayırmak mümkün müdür?


Tarih şehirlerde yazılır ve şehirlerde hayat bulur. Şehir ile ilişkisi olmayan tarih yok gibidir. Şehirlerin yaşayan canlı organizmalar olduğunu düşünürsek insan, bu organizmayı dokur, değiştirir ve yeniden yorumlar. Bu değişim insandan bağımsız doğal güçler tarafından da desteklenir. Örnek vermek gerekirse İyonya’da bir şehir devleti olarak kurulan Efes, antik kaynaklarda her ne kadar bir liman kenti olarak geçse de bugün deniz ile arasında kilometrelerce uzaklık vardır. Bunun sebebini açıklamak için metafizik kavramlara tabi ki ihtiyaç yok -Piramitleri uzaylıların yaptığını düşünmek gibi- çünkü bu durumun oluşmasına yol açan nehirlerin taşıdıkları alüvyonlar ile denizi doldurmasıydı.

Şehirler içlerinde bulundurdukları tarihi ve kültürel miras ile anlam kazanır. Şüphesiz ki bir şehri ziyarete giden -yerli, yabancı insanlar o şehirdeki tarihi doku ve kültürel miras ile ilgilenmektedir. Yani büyük ve camlı binalar bu anlamda şehre bir kimlik ve kültür katmaktan çok uzaktır. Şehrin kimliğini temsil eden tarihi dokuysa eğer bu dokunun korunması ve sonraki kuşaklara aktarılabilmesi kültürel mirasın devamlılığı açısından büyük önem arz etmektedir.

Yaşadığımız şehir tarihi mirası ve kültürel dokusuyla çok önemli bir yere sahiptir. Bizler yazılarımızla bu mirasın daha yakından tanınması ve korunması üzerine katkı sunmaya çalışacak ve bunu yaparken de sizler için rehber olmaya gayret göstereceğiz.


Yakında görüşürüz…



Uğur Ayata


Comments


bottom of page