top of page

Yine çizgi film gibi bir gün...

Günaaaayyyddııınnnn



Yine çizgi film gibi bir gün.

Alanya'ya anneme yardıma geldim evde tadilat

işleri var. Dün epey yorulduk. Manikürlü ellerimle iyi iş çıkardım. Gece buna rağmen uyuyamadım.


Kafein?

Tazyiksiz duş?

Yorgunluk?


Uyku ne mümkün sabah sabah beynimin içinde bugünün şarkısı çalmaya başladı.

Ahmet Aslan - Geberiyorum.


Saat sekiz buçuk fırladım yataktan. Taktım beremi giydim yeleğimi.

Bere ve mayo kombini o kadar istedim.

O kadar istedim ki...

Sokağa adım atmamla ruhum açıldı.

Misss gibi hava.

Sokaklar ıslak, akşamdan kalma yağmur.

Sakin ortalık...

Karşıdan karşıya geçeceğim yol verenler,

Gülümseyerek el sallıyorum,

Bin mukabele işaretleri...

İşaret diliyle minnetlik, mutlu ponçik baş eğmem.


Arka fondan Ahmet hala bağırıyor.


-Kederdeeeeeeeeennn... Geberiyorum.


Oldu mu şimdi? Yok atamıyorum kafamdan. Hatta kulaklığı taktım tüm yürüyüş boyunca şarkıyı tekrara aldım. Cıvıl cıvıl bir güne? Sonra dedim neden olmasın?


Onun o muhteşem ezgilerine yoğunlaşınca yavaşça dönen bir hortuma dönüştüm.

Ama pembe renk.


Sonra süzülmeye başladım.

Büyülü sesiyle yükselerek döne döne deniz kenarına indim. Tuzla sahilini bir içimden geçirmedim değil.


Tamam dedim doğdu güneşim :))


Dönüş yolunda Hacet e çıktım. Tuzla istasyon gibi düşünün. Ortada cadde gidiş geliş, etrafta dükkanlar. Kıyafet mağazasının önlerine bile kasayla avokado koymuşlar. Her yer avokado. Hepsine elleye elleye yürüyorum. Olmuşunu bulayım.

Bu durum beni niye bu kadar mutlu ediyor?


Karşıda biri bana bakıyor. Yüzündeki ifadeden belli beni tanıyor.

Ben de tık yok.

Çıkaramadım.

Utandım, yüzümü çevirdim. Sonra pişman oldum gülümse geç Hasret bu ne murtluk?


Hani burası benim evimdi?

Hani burada büyümüştüm?

Tuzla da tanımadıklarıma bile 'Günaydın' diye diye dolanıyorum.

İstanbul'daki özgüven kökende yabancısı olmaktan mı geliyor?


Sonra aklıma ülkenin hali geldi.

Ulen!

Semt benim değilse, memleket benim.

Ha oradan ha buradan.

Hallah Hallah yaaa.

Ben yıllar önceki ahbap, eş, dost çıkaramadım diye ar ediyorum.

Ülkeye ilk kez gelmiş adam öbürleri gitsin diyor.


Ahmet Aslan şarkıya 6. Kez giriyor...

En sevdiğim bölümü girişi.


Geçip gitmiş günler gelin.

Rakı için sarhoş olun.

Islıkla bir şeyler çalın.

Geberiyorum.



Epey yürüdüm saat 10'a geliyor etraf hala sakin sayılır.

Canım Alanya...

İstanbul olsa şimdi sabah kaosu.

Bitmeyen telaş...

Sanki ikinci dünya savaşında Enigma'yı bulmuşlar.

Herkes olmuş Alan Turing.


Ayyyyy!

Missler gibi nergis kokuyor. Her yer nergis.

Nolur siz de alın. Masaya koyun, mutfağa koyun.

Bu etrafta kokarken nasıl mutlu olunmaz, nasıl enerji dolunmaz?


Sonunda şarkı kafamda bitti.

10 kez dinleyince pes etti.

O zamaaaan dans!!!


Açtım Sting'i.


' i'm english man in New York'


Bu muhteşem güne,

Nergislere,

Avokadoya,

Denize,

Alan Turing'e,

Ahmet Aslan'a

Yağmura,

Tuzla'ya,

Aileme,

Hep yanımda olan dostlarıma...


Selam olsun!


Çok terledim eve gitmem gerek.


Not: Bugün geniş açıdan gökyüzüne bak.

Telefona bakmadan, konuşmadan kendinle bir kahve iç.

Comentarios


soramis
18 ene 2023

Yine enfess bir yazı👏🏻Yanında mışçasına yaşadım her anını..🥰

Me gusta
bottom of page