top of page

Tuzla'ya Deniz Ulaşımı İstiyoruz.


Herkese selamlar, 

Dün sabah bisiklet turuna çıktığımda yanıma kitaplarımı da aldım. 

Sandalyemi de taktım omzuma. 

Düştüm Tuzla Sahil yollarına. 

Attım Sandalyemi İTÜ nün önündeki kayıkların oraya. 


Önce kitap öneri yazımı yazdım, 

Sonra sevgili dedem Epiktetos'u okumaya başladım. 

Yanıma iki kişi geldi, 

Küçük motorlu kayığı vardı onu çektiler, 

Yağ, benzin, kontrol derken 

Duramadım tabi sordum;


-Burada durması için ne kadar kira veriyorsunuz? 


-400 TL dedi. 


İyiymiş dedim. 


-iyi mi? dedi 


Geziyorlarmış, balık tutuyorlarmış, arkadaşlarla takılıyorlarmış. 

Tabii ki iyi dostum. 

Pembe paraların devri çoktan bitti. 


Çok kıskandım. Ağzımın içini yemeye başladım. 

Öyle gözüm kaldı ki, kitap bitti gidemiyorum. 

Gidişlerini seyretmek için. 

Diğeri binmedi. Giderken, 'Görüşürüz hocam' dedi. 


Aaa dedim imam mısınız? Öğretmen mi? 

(okçuluk antrönörüymüş) 


Sonra motoru çalıştırdı. Durup dururken çaaat iskeleye girdi motor. 

'Ben ne yaptım ya' dedi. 


Şeyyy... Benim yüzümden oldu dedim. 

Gözüm kaldı da. 


Ne göz varmış dedi. Hahaha

Öyle öyle medusayım ben. 

Ben gitsem iyi olur dedim. Tekneyi batırmadan. 


Bir uçtan diğer uca sürdüm. 

İstanbul'un en uzun sahili bizimkiydi. 

Neden bir vapur bir feribot yanaşmıyordu? 

Hadi eskiden talep azdı desek, 

Son yıllarda hem nüfus çok arttı hem de yerli turist çoğaldı. Artık Tuzla'yı bilmeyen yok. 

Güzel balıkçılarımızı, 

Sahil lokantalarımızı, 

Marina'yı, 

Tema parkı, 

Geniş yollarını, 

Piknik alanlarını...


Canım sahil ya, ziyan oluyor deniz ulaşımında.

İskele desen var, İDO İskelesi hem de. 

Malum kebapçının orası. 


Ne bileyim, 

Günde iki sefer koyun bari. 

Bir sabah bir akşam. 

Ayarlarız kendimizi o saatlere göre. 

Gebze'de gelir, Pendik de gelir. 

Ortak buluşma noktası. 


Miss olur misss. 


Vapur olmaz derlerse feribot olsun. 

Ona da varız. 

Öyle ihtiyaç var ki deniz yoluna. 

Yıllardır bu konuşuluyor, herkesin dilinde. 


Deprem gibi durumlarda da deniz ulaşımı çok gerekli olacak. 

Metro ve Marmaray yoğunluğu da bir nebze azalmış olur belki. 

Vallahi Avrupa yakasında oturan kuzenimle, teyzemle memlekete gittikçe görüşüyoruz. 

İstanbul'da buluşmuşluğumuz yok. 


Hepsini geç...


Binelim haftasonu, 

Hususi,

Bir deniz havası alalım yahu. 

Martılara simit ata ata gidelim. 

Uğrayalım Kadıköy iskelesine, 

Bir de Karaköy'e geçsek mi? diyelim. 

Ohhh... 

Yollar bizim olsun..

Denizler bizim. 

Keyif de bizim olsun. 


Yüzler gülsün. 

Şükranlar, minnetler duyalım. 


Güzel olmaz mı? 


Comments


bottom of page