top of page

Tuzla’nın Kronik Problemi

Yıllardır bitmek bilmeyen bir koku problemimiz olduğunu, ilçemizde nefes alıp verenler olarak çok iyi biliyoruz. Artık kronik diyorum çünkü çözümü bir türlü bulunamayan bu koku problemi, Çin’den tüm dünyaya yayılan Covid hastalığına benzemeye başladı. Biz başımızdan attığımızı düşündükçe ya da bu düşünce bize bir şekilde aşılandıkça kıyıdan köşeden ortaya çıkıyor. Daha doğrusu hiçbir zaman yok olmadığını gösteriyor. Hem de bunu bizi zehirlemeye çalışırcasına yapıyor.



Yıllardır Tuzla Belediyesi’nin tek başına çare olamadığı soruna İstanbul Büyükşehir Belediyesi de el attı. Hatta bu konuyla beraber Şadi Yazıcı ve Ekrem İmamoğlu arasında bir diyalog da geçti. Yazıcı, “Ne yaptınız da bu koku sorunu bitti? Yağmur duası gibi koku duasına mı çıktınız da bitti?” diye sordu. Evet, biten bir sorun yok ortada fakat İmamoğlu tarafından yeniden gündeme getirilen konu için çözüm üretilme çabası mevcut.


Ekrem İmamoğlu, “Tuzla’da yıllardır devam eden altyapı ve koku sorununu kökten çözmek için arıtma tesisimizin çalışmalarına devam ediyoruz,” dedi. Şile Kömürcüoda Düzenli Depolama tesislerinin kapasitesini arttırdıklarından ve açtıkları tesisle birlikte İstanbul’un arıtma kapasitesinin yüzde yüz artacağından söz etti.





Açıkçası bu sorunun çözülmesi Tuzla halkı için çok önemli. Büyükşehir Belediyesi’nin dâhil olması, çözüme büyük katkısı olacağına inanmak istediğim bir hamle. Neticede, özellikle yaz aylarında inanılmaz rahatsız edici bir boyut kazanan bu kokunun bertaraf edilmesini istiyoruz. Bunu bazı anlaşmazlıklardan daha mühim bulduğumu belirtmekte de hiçbir beis görmüyorum.





İnsanlar yaz akşamlarında sandalyelerini alıp sahilde oturduklarında ya da yürüyüşe çıktıklarında bu koku nedeniyle yüzlerini buruşturuyorlar. Temiz hava almak yerine böyle bir kokuyu solumak tat kaçırıyor.





Bazen yalnızca bu sorun nedeniyle, “Her şey iyi hoş da bu koku yüzünden duramıyorum orada,” gibi cümleler duymuyor musunuz? Şahsen artık eskisinden daha sık bu ve benzeri cümleleri duymaya başladım. Haber bültenlerine konu olan problemin de, çoğu çözümü olan problem gibi kaderle bir ilgisi yok elbette. Çözüm neredeyse toplumun refahı için o çözümü üretenlere destek olmayı savunuyorum. İlerleyen süreçte ne kadar fayda sağlanacağını da yaşayarak göreceğiz.




Comments


bottom of page