top of page

Tuzla Dikey Mimariye mi Geçti ?


Uzaya gitme iddiamızı bugün anladım. 

İçmeler köprüsünden geçerken yeni yapılan, 

uzun zamandır önümü ve gökyüzünü görmeme engel olan tam ortadaki o devasa inşaat. 


Bu kadar çirkin bir şey uzun zamandır görmemiştim. 

E-5 Karayolu, Orhanlı ve Aydınlı Yolu, aşağıda Tuzla... 

Böyle kritik bir yerde, arşa kadar uzanan bir inşaat. 


Deprem riskine girmiyorum bile. 

Dört yolu da kapatacak büyüklükte. 

Her yer kilit. 


Böyle bir şeye nasıl izin verilir? 

Göz var izan var. 


Tuzla'yı güzel yapan yatay mimaridir.

Ne zamandan beri dikey mimariye geçildi? 

Kimse buna olmaz demedi mi? 

Dikey mimari dedikleri uzaya çıkmak olmalı. 


Arabanın ön camına eğilerek başımı yukarı kaldırıp incelediğimde başım dönüyor. 

Bilenler bilir öyle gökdelen gibi de değil. 

Hem dikey hem yatay olarak devasa bir alan kaplıyor. 


Hele bir de Piyade okulu ve Palmiye tesislerinin orada yapımına başlanan yalı dairelerine ne demeli? 


Yalı dairesiymiş... 

23 milyona yalı yap sat o zaman. 

Sahile böyle emsal olur mu? 

Türeyecek bunlar. 


Gözlerime inanamadım. 

Denize sıfır. 

Her yer bir kaç katlı ağaçların içinde. 

Önünde halk plajı, 

Bu dikilmiş heybetiyle mübarek ikiz kuleler. 


Postahane mahallesindeki, yıllardır sahiplerinin mağdur olduğu, şimdilerde tepesinden düşen tuğlalarla arabaları mağdur eden, yayaları riske atan, 

sırat köprüsüne  uzanan Eğitmen Koleji'nin oradaki yapı... 


Malum demir, beton fiyatları... 

Müteahhitleri de bir yere kadar anlıyorsun ama... 


Doğa size ne kadar ödemeli? 

Ne kadar kâr etmek lazım var oluşa ihanete? 


Yoğurt kovasını saksı yapan balkonlar, 

Azcık kaykılarak denize değen ellerin bindiği tekneler, 

Bir karış toprağı bahçe yapıp ekip biçen yürekler, 

Yokluğu bilmiş, cehaletle savaşmak için evlatları uğruna didinen yurttaşlar, 

Bir yıllık kiranın ev almaya değdiği zamanı görenler, 

Ya ilim ya zanaat diyenler, 

Sabrın, sükûnetin, idare etmenin sırrına erenler... 

Bilirler geleceğin önemini. 

Bugünün üç parasının kıymetini. 

Yarının belirsizliğini. 


Ne demiş Marcus Aureliıs;


"Zihin hepimizde ortaksa bizi akıllı varlıklar yapan mantık da ortak demektir. Öyleyse bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söyleyen akıl hepimizde ortak... O halde evrensel yasalar da hepimiz için aynı... Bizler aynı yolu yolcusu yurttaşlarız. Dolayısıyla ortak bir yönetim biçiminin parçasıyız. Öyleyse evren bir tür kent gibidir. "


O halde şimdi, şu an her ne yapıyorsan gösterişe kapılmadan, içine duygularını da katarak, özgürlük ve adalet bilinciyle, asaletle kusursuz yap... Çünkü bu insancadır... İnsanca yapabileceğin en iyi şeydir. 


Atatürk Okulu arkasındaki yeni yapılan o iki binanın son iki katı da fazla. 

Etrafına bak? 

Hepsini geçmiş boyları. 

Hayırdır? 

Sulak yerde mi yetişmiş bu binalar böyle gürbüzler? 


Gittikçe çoğalıyor. 

Daha kaç sokak, mahalle yazayım? 


Bu boylu poslu binalar emsal teşkil edeceğine, 

Güzel Tuzlamız İstanbul'a emsal teşkil etmeli..

Yatay mimarisi ile. 

Daha fazla bozmayalım. 


Doğaya borçlanmayalım.




Comments

Couldn’t Load Comments
It looks like there was a technical problem. Try reconnecting or refreshing the page.
bottom of page