top of page

Tuzla’da Yaşam


Tuzla Sahil


İlk yerleşimcilerinden, binlerce istilacıya kadar pek çok insan topluluğu için güvenli bir yurt olarak görülmüş Tuzla. Toplulukların hayatlarını devam ettirebilmeleri için beslenme ve can güvenliğine sahip olmaları en önemli iki unsurdur. Tuzla bu iki unsuru bünyesinde taşıyan çok güzel bir bölgededir. Tuzla’da Yaşam ılıman iklimi, sık ormanları, bol su kaynakları ile Eski Çağlardan beri insanların ilgisini çekmiş.

 

 Pek çok topluluk üzerinde hakimiyet kurmak için savaştı ve Tuzla’nın bulunduğu yerde köylerini kurup yaşamaya çalıştı. Bölgede yapılan demiryolu ve okul inşaatı gibi kazılarda geçmiş dönemde kurulan ilk köylerin izlerine rastlanıldı. Tarihi kökeni çok derinlere inen Tuzla kim bilir ne hayatlara sahne oldu. Bu kazılarda elde edilen en önemli kalıntılar Neolitik Dönem’e(Cilalı Taş Devri-M.Ö. 10000-6000 yılları arası) ait olanlar. Fikirtepe ve Pendik Temeyne’de yazılı tarih öncesi yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Fikirtepe kültürü olarak adlandırılan bu kültürle eş zamanlı bir başka yerleşim yeri de 1965 yılında Tuzla İlkokulu’nun (şimdiki İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Binasının) temelleri kazılırken tespit edilmiştir.

 

 Fikirtepe kültüründe barınaklar 3 m çapında ve ağaç dalları ile örtülü basit kulübelerdir. Yiyecek artıkları incelendiği zaman avladıkları balık, yaban domuzu, yaban sığırı ve evcilleştirdikleri hayvanlarla beslendikleri, bunların yanında topladıkları bitki kökleri ve yabani meyveleri yedikleri anlaşılmakta. Tarihi buluntular bu bölgede yaşayan köylülerin zengin bir hayatları olduğunu göstermekte.

 

 Pek çok Trak topluluğu tarafından el değiştirdikten sonra M.Ö. 74 yılında vasiyet üzerine Roma İmparatorluğuna geçmiştir Tuzla. Bundan sonra da Roma İmparatorluğu, 4. Yüzyılda Batı ve Doğu Roma(Bizans) olarak ikiye bölününce Bizans hakimiyetinde yaklaşık 11 asır yaşamış. Bizans ve Osmanlı arasında birkaç kez el değiştirmeden sonra İstanbul’un fethi ile Tuzla kesin olarak Osmanlı hakimiyetinde kalmaya devam etmiştir. 1400’lü yıllardan itibaren bölge Osmanlı hakimiyetinde Niğde, Yiğitli ve Tuzla isimleri ile anılmaya başlamıştır. Günümüzde Tuzla ismi kalıcı olarak kullanılmakta.

 

Osmanlı kayıtlarında ‘Tuzcuyan’ ailesine kayıtlı köyde yaşayan kişiler gözükmektedir. Bu kişiler bölgede tuz ticareti yapıp vergiden muaf tutulan Rum kökenli kişilerdir. 1923 Nufüs Mübadelesi anlaşmasından sonra köyde yaşayan Rumlar Selanik, Kavala ve Drama’dan gelen Türklerle yer değiştirmişlerdir. Bu yer değiştirme köyün yerleşik yapısını tamamen değiştirmiştir.

 

Tuzla hızlı bir yapılaşmaya girdiği için tarihi eserlerin çoğu günümüze ulaşamadan yok oldu.


1980'lerin sonuna kadar balıkçılık ve çiftçiliğin bir arada sürdürüldüğü Tuzla'da sanayinin gelişmesiyle çiftçilik önemini yitirmiştir. Tuzla tarihin her döneminde insanları yaşamak için cezbeden bir konumda bulunmuştur. Günümüzde de tersaneleri, sanayisi ve canlılığı ile insanlarımızın güvenli yuvası olmaya devam ediyor.

  


Marina


 

留言


bottom of page