top of page

On İki Ayrı Dünya

Yağmur ıslanmayana, aşk yaşamayana, savaş savaşmayana güzel…



Irak’ta yapılan Pençe-Kilit operasyonunda, bölücü terör örgütüyle girilen çatışmada yirmi dört saat içinde on iki şehit verdik. Yalnızca on iki can değil, on iki ayrı dünya demek bu.


Yoğun tipi ve fırtına sebebiyle haberleşme araçlarında ciddi bir sıkıntı yaşandığı belirtiliyor. Gezgin birliklerin intikalinde yaşanan sorunların da bu kayıplarda büyük rol olduğu söyleniyor. Medyaya düşen görüntülerle beraber hava koşullarına tanık oluyoruz ve bu durumun tekrarlanması durumunda yine kayıplarımızın olacağı endişesi mevcut.


Emekli General Haldun Solmaztürk, “Pençe-Kilit harekâtının siyasi hedefi ne? Hükümetin bunu açıklaması lazım… Genel laflar söyleniyor. Terör kaynağında yok etmek diyorlar ama görüyoruz ki terör kaynağında yok yolmamış. O zaman hedeflerimiz neydi? Neyi elde edebildik? Açıklanması lazım,” dedi.


“Bunun TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda konuşulması lazım,” diye devam etti. “2023 yılında Milli Savunma Komisyonu kaç kere toplandı, biliyor musunuz? Sadece bir kere toplandı. O da tanışması toplantısı. Başta Hulusi Akar olmak üzere soruyorum, hiç mi sıkılmıyorsunuz? Şimdi ‘şu kadar terörist öldürdük, kanımız yerde kalmadı’ diyorlar. Bunlar boş laflar. Askeri harekâtların başarısı, öldürdüğün terörist sayısıyla ölçülmez, bunları öğrenin. Hedeflerinize bulaşabildiniz mi bunu açıklayın.”


Bu operasyonla ilgili çeşitli soru işaretleri oluşurken, PKK ve uzantılarının yalnızca dağlarda gezen küçük gruplar olmadığı da bellidir. Küçük gruplar çeşitli operasyonlarla, yurt içinde ve dışında olmak suretiyle avlanıyorlar. Fakat yoğun tipi ve fırtınayı kullanan terör örgütü mensupları inlerinden çıkıyorlar, eylem yapıyorlar. Devletleşmeye çalışan ve bunun için de arkasına aldıkları destekle ilerleyip siyasal bir güç haline gelen bu yapı, artık yalnızca Amerika’nın kanatları altında değildir.


Emekli Amiral Türker Ertürk, “Altay projesi, Koç Grubu’ndan alınmasaydı bugün tanklar görevdeydi,” dedi ve şöyle devam etti: “Koç Grubu’nu yandaş görmedikleri için onlardan alıp yandaşlarına verdiler. Onun da finansmanı olmadığı için Katar’ı ortak yaptı, tesisleri olmadığı için tank palet fabrikasını da verdiler. Tam bir fiyasko…”


Şehitlerimiz için ciğerimiz yanarken, on iki eve birden düşen ateşi uzaktan seyretmekle yetinilmemelidir elbette.


Şehit yakınları ve gazilerimize kullandıkları elektrik ve su için yüzde elli indirim uygulanıyor. Tamamının ücretsiz olması, yakacağın da koşulsuz verilmesi elzemdir. Medyaya düşen görsellerden de görüp içimizin gittiği gibi evleri sağlam olmayan, sağlıksız yapılarda oturan şehit ailelerine ev yardımında bulunmalıdır.


Oturup yalnızca şehitlerimiz için paylaşımda bulunmakla, içimizin yandığını söylemekle ya da paylaşım yapmayanları eleştirmekle bir yere varamayacağımızı kavramalıyızdır belki de.

Her olayda askerimizi öne sürmek için fırsat kollayanların da şapkasını önüne koyup düşünme zamanıdır.

Aziz milletimizin başı sağ olsun.



Comments


bottom of page