İstanbul’un sahil kasabası burası… Zamanında Yıldırım Bayezid’in Osmanlı topraklarına kattığı ilçemiz için söylenebilecek en doğru şey bu bence. Gerçek bir sahil kasabası…
Yıllar önce Selanik’ten, Kavala’dan gelen Türkler buraya yerleştiklerinde kültürel bir mozaik yaşanmış olmalı. Sanatta da var olan mozaik gibi farklı renklerdeki küçük parçaların yan yana getirilmesi olarak düşünebiliriz. Parçalar süsleniyor, yan yana geldiklerinde oluşan tabloya bakmak insanı gerçek bir tatmin duygusuna sürüklüyor.
Hem İstanbul’da hem de değilmişsiniz gibi hissettiren Tuzla’nın sahil şeridi yaz akşamları için mükemmel bir alan. Piknik yapmak için ayrı bir alan sunuyor. Kamp sandalyelerini kapıp çayıyla kahvesiyle oturmak isteyenlerin de keyifli zaman geçirmesinde rol oynuyor. Sandalyelerinizi yanınızda taşımak istemiyorsanız Piknik uygulaması da yaz boyunca kiralık sandalye ihtiyacınızı karşılıyor.
Taze balığın eksik olmadığı ilçemizde hem alkollü hem de alkolsüz mekân tercih edebileceğimiz kadar fazla seçenek var. Fakat şahsen ben misafirlerime Tuzla’da ilk önce köfte yenmesinin şart olduğundan söz ederim. Balık da makul bir seçenek tabii ki ama 1953’ten beri var olan Meraklı Köfteci’nin yerini hiç kimse kolay kolay alamaz.
Tuzla gün geçtikçe değişen ve kendince gelişme yoluna giden bir ilçe olmasına rağmen Meraklı Köfteci ham samimiyetinden ödün vermemiş bir markadır.
Aslında şöyle bir düşündüğümüzde her yerin köftesi meşhur. Nereye gitsek en çok köftesi övülüyormuş gibi gelir bana. Fakat Meraklı’da bir oturuşta iki porsiyon köfte ve piyaz yediğinizde bana hak vereceksiniz. Yanında ayran, fırında alınmış sıcacık ekmek ya da tırnak pide. Babamın gençlik yıllarında okuldan çıkıp koştura koştura gittiği kadar varsın Meraklı.
Mekânın duvarında sararmış bir şekilde duran Gani Müjde yazısını gördüğünüzde hiç değilse ona hak vereceğinize eminim.
Diğer duvarında yazan ise daha manidardır.
Sabahtan kalkar dua ederdi,
Gizlice rabbine niyaz ederdi,
Onun işi gücü deve güderdi,
Yemen illerinde Veysel Karani.
Comments