"Mola istiyorum hayat. Sabrettikçe üstüme geliyor gibisin."der Cemal Süreya
Ara vermeye ihtiyacımız var , var da izin vermiyor hayat ,inatlaşıyor sanki gün geçmiyor ki yeni bir sarsıntı haberiyle uyanmayalım değil mi?
Her kanalda beklenen 'İstanbul depremi' diye diye salladılar bizi yahu zaten iyi değiliz korkudan , kaygıdan ne düşünebiliyoruz ne kalabiliyoruz ne de gidebiliyoruz.
Sabah gözümü açar açmaz Tuzla 'da deprem oldu ! Haberi!
Millet olarak ciddi psikolojik desteğe ihtiyacımız var.
Anlamsızlaştı her şey.
"Günler ağır
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
Ölüyor insanlarımız.
Halbuki nasıl hak etmişlerdi yaşamayı..."(N.H)
Ruhumuz , meteoroloji gibi tahminlerle ayakta duruyor.
"Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum.Beynim yorgun,bedenim yorgun.
Bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun , konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun artık."(Sabahattin Ali)
Yorgunluğun, kişiye göre tanımı değişebilir ama manasından hiç ödün vermiyor yüzyıllar da geçse yorgun işte.
Yorgunum.
Yorgunsun.
Yorgun.
Yorgunuz.
Yorgunsunuz.
Yorgunlar.
"Ağlasam sesimi duyar mısınız , mısralarımda ;
Dokunabilir misiniz,gözyaşlarıma , ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel ,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce .
... (O.V)
Her şairde ,şiirde bambaşka , aradığını buluyor insan .
Her satır ayna , belki de anlatamadıklarım . Her cümlede bir başka düşlüyor insan .
Her mısrada ayrı bir hayat , yaşanmışlık var.
Yazıldıkları zamana dem vursalar da yeni zamanda , yeni hikayelere lisan oluyorlar.
Her canın vardır bir teselli kapısı. Kime nasıl dokunur bilinmez . Nasipli hikayeler .
Belki de okuyarak iyileşiriz.
Comments