Salgınlar, bitmek bilmeyen hastalıklar ve bununla beraber kontrolü sağlanamayan hastane kalabalıklığı…
Tuzla Devlet Hastanesi’nin acil bölümü haftalardır feci bir kalabalığı misafir ediyor. Sonu gelmeyen sıralarda beklerken, birbirine çeşitli virüsleri geçiren hastaların doğru düzgün tedavi olamadıkları da ortada… Bu sıranın sonu gelmediği gibi sağlıklı bir geri dönüş alabilmenin de imkânı yok. Doktorlar yorgun, hemşireler kime ve nereye yetişeceklerini şaşırmış durumdalar. Hastalar birbirleriyle ve sağlık çalışanlarıyla kavga halindeler.
Tüm bunlar yaşanırken, Tuzla Devlet Hastanesi bir türlü düzene sokulamıyor. Tuvaletlerin daima pis olmasının yanı sıra yerlere atılan maskeler de her köşeden çıkıyor. Aslına bakılırsa triaj bölümünde bir gün maske varsa, diğer gün maskeye dair hiçbir şey bulamıyorsunuz. İnsanların birbirine hastalık geçirmesi bu şartlar altında çok daha kolay. Haliyle vatandaşlar “hastaneye gitsem de saatlerce bekleyeceğim, belki yeterince steril olamadığı için virüs kapacağım” diye düşünüyorlar.
Şu anda gitgide artan influenza hastalığı da devreye girince, özel hastanelere talebin de yoğunlaştığını görüyoruz.
Polikliniklere gitmek için ise randevu almaya çalışan ve bir türlü sevk edildikleri bölüme randevu bulamayan hastalar ne yapacaklarını şaşırmış haldeler. Randevu alınabilse dahi diğer işlemlerin yapılması için günlerce ve hatta aylarca beklemek zorundalar. Tuzla Devlet Hastanesi’nin ultrason sırası epey kalabalık mesela. En yakın iki ay sonrasına ultrason verilen hastaneden çıkan vatandaşlarımız umutsuzlukla kaplanıyorlar.
Üstelik bu bekleyişin ve bitmek bilmeyen hastalık zincirinin türlü sebepleri var. Yaşadığımız şehirde günden güne artan insan nüfusuyla beraber sağlık sektöründe mutsuz olan doktorlarımız ve hemşirelerimiz de artıyor.
Daha temiz, ferah, yaşanılası bir yerin parçası olabilecek miyiz?
Belki de çoğumuzun aklında olan soru budur.
Comments