top of page

Derdim Tuzla


Az önce Ataşehir'den geldim. 

Devasa yapıların arasından. 

Bina demeye dilim varmadı... 

Annem yanımda diyor ki, 

'' acaba sağlam mıdır burası? '

Stand up izlemeye gittik, kadın deprem korkusuyla gülemedi.


Hani bas bas bağırıyorum ya Tuzla dikey mimariye mi geçti diye? 

Şimdi anladım ben o kafayı. 

Buraları emsal alarak 5-6 kata yatay mimari gözüyle bakmaya başlamışız baboş biz. 


Eyvah eyvah. 


Tuzla sınırlarına girdik. 

Gözümüz gönlümüz açıldı yahu. 

Gözünü seveyim ben Tuzlamın. 


Etme başkan gözünü seveyim kıyma buraya. 


Güya güneş enerjisini kullanmayı, 

Çöp ayrıştırmaya geçmeyi yazacaktım. 

Yine başa döndüm.

Yine bolca trafiğe dair gelen mesajlar... 


Orhanlı dan aşağı inememiş adam, 

İftarını arabada açmış kadın... 

İkisi de dünden kalan pet şişesi olan bugünün şanslıları.


Biri dibinde kalan suyu içmiş, 

Öbürü sıkışmış, içine etmiş. 

Serviste toplu gidip gelenler için ağzıma fermuar çekiyorum. 

Gaz tutmaktan muhtemelen hepsi şişmiş. 


Gel de şimdi evdeki çöp kovalarını kağıt ve plastik atıklarını ayrı atalım diye çağrı yap, 

Belediye daha çukur yolları düzeltmemiş, 

Bu trafiğin üstüne 20bin konut daha yapıyoruz demiş, 

Onlarca sokak zifiri karanlıkta elektrik direkleri yanmamış, 

Vergi üstüne vergi belimizi bükmüş, 

İstihdam sağlayalım diyenler işten soğumuş, 


Ben çıkmışım,

Güneşten faydalanalım, 

Doğa kazansın, 

Faturalar düşsün, 

Derdindeyim. 


Bir güzel söverler bana. 


Birkaç depremzede aileye daha ev bulamadık ev! 

Hem de parasıyla. 

Kaldı ki Tuzla'nın kendi ikametgâh eden vatandaşları bile bulamıyor. 

Geri dönüşüm veryansın devam ediyor. 

Hurraa yıkalım, 

Hurraa çıkalım, 

Tamam da, 


Nereye gidelim? 


Neyse, 

Biz yine sahile inip bir sakinleyelim.

Ağaçlar çiçek açmış, 

Bir görseniz sanki Japon ağaçları. 

Öyle güzel. 

Metefor değil. 

Ciddi ciddi sahilimiz çok güzelleşiyor. 


Ee bunca olumsuzluğun içinde, 

Yeşeren ağaçlar, 

Kalın çimler, 

Alabildiğine deniz... 

Günü geçiştirelim. 

İçimiz açılsın... 


Gündüz gözüyle göremeyen, 

Çalışmaktan gezemeyen, 

Hava kararmadan evine giremeyenler için bir de fotoğraf bırakayım buraya. 

Bazen güzellikler yanı başınızda olur ama göremezsiniz ya. 


Ne demiş şair:

'Gün geliyor o sinirle dört köy yakacağınız potansiyelle oturup duvara bakıyorsunuz. 

Zaman size ilk önce sakinleşmeyi öğretiyor.' 


Fıkra gibi değil mi? 


Bu gecenin şarkısı ise, 


Yasemin Levy-Uno Noche Mas 


Dinlemelere doyamıyorum. 

Comments

Couldn’t Load Comments
It looks like there was a technical problem. Try reconnecting or refreshing the page.
bottom of page